Takva elbisesi

İnsan için yeme-içme ne kadar zaruri bir ihtiyaç ise giyinmek ve toplum içinde güzel bir görünüme sahip olmak da o derece önemlidir. Vücut, ancak giyim-kuşam yoluyla harici tesirlerden korunur, ayıplardan kurtulur ve güzelliğini kemale erdirir.

Örtü, zerreden küreye kâinatın hemen her unsurunda müşahede edilen fıtrî bir hakikattir. 

O elbise Allah'ın emrettiği takvadır. Açıktır ki, insanın zahiri çirkinliğinin ortaya çıkmasından kaynaklanan alçaltma ve rezalet, hiçbir zaman insanın bâtıni  çirkinliğinin ortaya çıkmasından kaynaklanan rezalet kadar büyük değildir. Çünkü bâtıni çirkinliğin açığa çıkması, onun ilahi gazabına ve yanan ateşine eşittir. Bu nedenle bâtıni ve takva elbisesi insanın zahiri elbisesinden daha hayırlıdır.

A’râf suresi 26. Ayeti: Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik).

İnsanın her bir azasından sadır olabilecek kötülükleri, hem zahir hem de bâtın yönünden örten birer elbise vardır: Şeriat elbisesi, tarikat elbisesi ve Takva elbisesi.  Bu elbise derûni aleme doğru kalbin, ruhun, sırrın elbisesidir.

Takva elbisesi ifadesine, «iman, salih amel, iffet ve hayâ» gibi mecazi bir mana vermek de mümkündür. Buna göre giyilen maddi elbise bedenimizi örttüğü, koruduğu ve süslediği gibi, takva da ruhumuzu kötü duygu ve düşüncelerden korur ve onu tezyin eder.

İmam Bakır'ın bu ayetle ilgili bir rivayetinde "iffet" takvanın örneklerinden biri olarak tanıtılır. Şöyle buyuruyor: Takva elbisesi iffettir. İffetli bir adamın çirkinliği, giyinik olmasa bile asla ortaya çıkmaz, ancak günahkâr bir adam, giyinmiş olsa bile çirkinliğini gösterir ”(Al-Mizan, cilt 8). Yani, takva sahibi, hiçbir şartta iffetini kaybetmez ve iffeti varlığına bağlıdır. İffetsiz bir insan her şartta iffetsizdir.

İffet yani helal olmayan bir şeyden kaçınmaktır. Terim yaygındır, ancak özellikle erkeklerde ve kadınlarda şehevi yönelim çerçevesine işaret eder. İffetin kazanılması, çirkin davranışları önlemek için ortaya çıkan utanma olarak da bilinir. Hayâ, utanma ve kınanma korkusuyla bir şeyden kaçınma anlamına gelir. Kaynağının Allah'ın büyüklüğünü ve güzelliğini bilmekten geçtiği bilinmektedir.